29 Haziran 2012 Cuma

Şeyh Bedreddin Sunumları Yazılı Hale Getiriliyor...

Değerli Arkadaşlarım,

Yaklaşık bir yılı aşkın süredir Şeyh Bedreddin ve Varidat sunumları gerçekleştirmekteyiz.

İlkini Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube'de gerçekleştirdiğimiz etkinliğin ikincisi Bilim ve Gelecek Dergisi tarafından düzenlenen İzmir Karaburun'da Ütopyalar Toplantısında gerçekleştirilmişti.

Sonrasında Ankara Özgür Üniversitede, Özgür Tiyatro ile birlikte Nazım Hikmet'in Şeyh Bedreddin Destanı şiir dinletisi de eklenerek yapıldı. Böylece farklı bir boyuta taşındı sunumlarımız.. 
Sadece Bedreddin'in hayatı ve eseri Varidat'tan yola çıkarak yapılan sunum yavaş yavaş değişerek, gelişerek bütünlüklü bir program haline geldi.

Son etkinliğimizi İstanbul Halkevi'nde gerçekleştirdik.

19 Haziran 2012 Salı

Günün Sözü

"İnsanın ve yılanın tükürükleri kendileri için gerekli ve zararsız olup birbirleri için ağudur*."
Şeyh Bedreddin

*Ağı: Zehir. (Türk Dil Kurumu Genel Sözlük)

12 Haziran 2012 Salı

Şeyh Bedreddin ve Varidat


Kitap Adı:
Şeyh Bedreddin ve Varidat 

Yazarı:
Esat Korkmaz

Baskı Yılı:
2007

ISBN:
9758612390

Yayınevi:
Anahtar Kitaplar Yayıncılık

Dili:
Türkçe








Arka Kapak:

Tarih üzerine düşünmek, ölmüş-gitmiş olanlarımızı yeniden aramıza taşıma işidir. Bu yolla tarihe sahip çıkma girişimidir. Bunu sağlıklı yapamazsak ölmüş-gitmiş kimi alçakların "oyuncağı" olabiliriz; çünkü tarih, yalnızca dürüstlerin değil, alçakların da tarihidir, ortak tarihtir ya da tarih içinde tarihtir. Eksikliği yaşam "bağışlamaz", "boşluk" da tanımaz; ne olup ne bitiyor demeye fırsat bulamadan tarih "egemenin hizmeti"ne girer ya da bizler bu tarihin "hizmetçisi" oluruz. Böylesi bir son yakalandığında, "ölüler yaşayanları bir bir gömmeye" başlar. Yaşamın geleceğine egemen olmak istiyorsak "zamanı yutmak", kendimize egemen olmak istiyorsak "yutulan zamanı" gözlemek durumundayız.

Geçmiş olayların tarihsel özelliği, ancak "geleceğe" katkıları ortaya çıktığında tam olarak anlaşılabilir: Aradan altı yüz yıla yakın süre geçti, tam anlamıyla "gelecek zaman"da sayılırız; bilmek için "yeterli zaman" geçmiştir. Kaynaklar, boş bir evde duran "hayaletler" gibidir; tarihle sulanabilirse sulanıp canlandırılabilirse "hayalet" olmaktan çıkıp aramıza katılabilirler. Hayaletlerin aramıza katılması "geçmişimizle çiftleşmek" anlamına gelir ki "doğum" kaçınılmazdır.


6 Haziran 2012 Çarşamba